Ergenlikte Kimlik Gelişimi

Ergenlik, genel tanımla hızlı ve belirgin fizyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimlerin görüldüğü, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Yani ergenlik aslında başkalaşım ve dönü

Ergenlik dönemi başlangıcının belirleyicisi olan puberte (cinsel olgunlaşma) ortalama olarak, kız çocuklarında 9-10, erkek çocuklarında ise 11-12 yaşlarında başlar. Biyolojik değişimlerin tamamlanması ise 3-5 yıl veya daha uzun sürer. Bununla birlikte ruhsal ve toplumsal gelişimi de yoğun olarak devam eder. Ergenliğin süresi ve sona ermesi sosyal, kültürel ve bireysel olgunlaşma düzeyi ile ilgilidir. Bazı araştırmacılar ergenliğin bitişini; işe başlama, evlenme ve maddi bağımsızlık gibi faktörlerle ilişkilendirmektedir. Kültürlerarası çalışmalar ergenliğin birkaç günden (Tayland, Meksika) birkaç yıla dek sürebildiğini göstermektedir. Ergen gelişiminin çok boyutlu olması, başlangıç ve bitiş zamanı hakkında kesin tespitleri zorlaştırsa da, bu sürenin genel olarak 12-21 yaşları arasına denk geldiği kabul edilmektedir.

Ergenlik psikolojisinde bu dönem, “yeniden doğuş dönemi”, “insan yavrusunun, toplumun bir bireyi olacak şekilde uygarlaşma dönemi”, “ikinci doğum dönemi”, “fırtına ve stres dönemi” “çelişkiler dönemi”, “yeniden yapılanma dönemi” olarak nitelendirilmektedir. Bu; bireyin kim olduğuna, yaşamda nasıl bir yol izleyeceğine dair yanıtlar aradığı bir zaman dilimidir. Kimliğin (kişisel kimlik, grup kimliği, ulusal kimlik, cinsel kimlik, kültürel kimlik, mesleki kimlik vs.) şekillendiği bu dönemde, ergen gerçek bir karmaşayla yüz yüze kalır.

Ergenliğin Dönemleri

I. Dönem

Bu dönemde hızlı bedensel değişimler görülür ve bu değişimlerin kontrol dışı olması ergende, kontrolünü kaybedeceği ve ruhsal dengesini yitirebileceği düşüncesini uyandırır. Ergenin dürtüleri artar, sıklıkla kaygılanır, uyku ve beslenme düzeni bozulur; dağınıklık ve açık saçık konuşma durumları görülebilir. Karşı cinsin dikkatini çekmeye yönelik davranışlar içerisine girebilir ve dikkatleri daha çok kendi bedenlerine yönelir. Hızlı büyüme ve bedendeki değişiklikler, yorgunluk ve huzursuzluk gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu dönemdeki değişimlere toplumsal sorumluluk ve görevlerin eklenmesi yorgunluk ve sinirlilik halinin daha yoğun şekilde ortaya çıkmasına neden olur. Ergen, bu dönemde artık anne-babanın otoritesiyle baş etme davranışları sergilemeye başlar.

II. Dönem

Puberteden (cinsel olgunlaşma) yaklaşık 2 sene sonra başlayan ikinci dönem, ergende soyut düşüncenin gelişmeye başladığı dönemdir. Ergenin tümdengelim yöntemi ile kavramları tanımlayarak düşünmesi bu dönemin karakteristik özelliğidir. Ergen, olayları anlayabilmek için olası tüm ilişkileri ve hipotezleri göz önüne almaya çalışır. Bu dönemde dil kullanımı mantıklı kurallar içinde, karmaşık ve dil bilgisi bakımından doğrudur. Soyut düşünme ergenin felsefe, din, ahlak ve siyaset konularına ilgi duyma şeklinde kendini gösterebilir. Ergenler, kimlik arayışında olup özdeşim kurabileceği bir model ararlar. Artık ebeveynin değer yargıları onlar için anlamlı olmaktan çıkar, ilgileri dış dünyaya yönelir, anne ve babanın etkisinden kurtulmaya çalışır, ebeveynlerinin değer yargılarını ve düşüncelerini eleştirmeye başlar, kimliğini ortaya koyma çabası içine girer, çabuk sinirlenir.

Kimlik duygusu, “bireyin benzersiz ve kendine özgü bir tarz içinde var olduğunu ve bu tarzın süreklilik gösterdiğini duyumsayışıdır.”(Dereboy,1993). Bu kimlik duygusunun her açıdan tanımlanmaya ve sosyal çevre tarafından kabul görmeye gereksinimi vardır.

Ergenliğin ikinci döneminde, bedensel büyüme hızı artık azalmış, birey kendindeki değişimlere ayak uydurmaya başlamaktadır. Ebeveynden ayrı, bağımsız bir kimlik edinerek toplumda yer alma çabaları önem kazanmakta, arkadaşlık ilişkileri daha da ön plana çıkmakta, akademik başarı ikinci plana itilebilmektedir. Ergen-genç, bir yandan aileden bağımsız olmak için çabalarken diğer yandan kendi güçsüzlükleriyle yüz yüze gelir. Bu gerginlikle aile içi çatışmalar daha da şiddetlenebilir. Bazı gençler, ergenlik dönemini hafif atlatsa da bazılarının bu dönemde yoğun sıkıntılar yaşadığı bilinen bir gerçektir.

Ergenin yaşadığı en önemli sorunlarda biri de kimlik bunalımıdır. Bunun temelinde ergenin içinde bulunduğu hızlı gelişime ayak uyduramaması yatar. Ergen kendini bir bütün olarak hissetmekte zorlanır. Bu yaşanan durum, kişilik gelişimini olumsuz etkileyebileceği gibi kişiliğin yeni ve güçlü özellikler kazanmasını da sağlayabilir. Bu dönemde genç, erişkinlerin dünyasına adım atmaktadır. Ergen, gerek çocuklukta (ebeveynle) ve gerek bu dönemde kazandığı yeni özdeşimlerle yeni roller denemeye başlar. Denediği bu roller arasında, seçim yapma ve bu rollerle ilişkili bir gelecek hazırlama vardır.

Ailenin bu dönemde farklı davranışları nedeniyle ergeni hafife almaması önemlidir. Bütün bu yaşadıkları, ergeni ciddi anlamda zorlar. Soyut düşüncenin de gelişimiyle birlikte artık ergen, kendini duygular, davranışlar ve kişilerarası ilişkiler anlamında tanımlamaya başlar. Ancak ergen, burada kendiyle ilgili genelleme hatalarına düşebilir. Yaşadıkları konusunda bu nedenle kendi hakkında abartılı çıkarımlarda bulunabilir. Örneğin, kendini aynı anda hem çok merhametli hem de acımasız olarak niteleyebilir. Bu durum ergenin kendini tutarsız biri olarak görmesine sebep olabilir ve gerçekte nasıl biri olduğu düşünceleriyle uğraşıp durmasına yol açabilir. Bocalama içindeki ergenlerin başta gelen yakınmaları arasında, her ilişkide bir başkası olmaları ve hangi ilişkide gerçekten kendisi olduğunu bilememeleri gelir. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak ergenler, kendi davranışlarının sahte olduğunu, sürekli rol yaptıklarını düşünürler. Ancak, bu dağınık görünümün çözülmesiyle birlikte bunalımın da sonu gelmeye başlar. Ergenlerin ve ebeveynlerinin bu dönem için, yaşananların doğal bazı süreçlerin gereği olduğunu ve olması gerektiğini bilmeleri gerekir. Bu farkındalık oluştuğunda ise yaşananlar sorun olmaktan çıkar.

III. Dönem

Ergenliğin son döneminde soyut düşünme iyice yerleşir; gelecek, evlilik ve meslek seçimi gündeme gelir. Ergen, artık bunlarla baş edebilecek olgunluğa ulaşmıştır. Bağımsızlık duygusu gelişir, kendi kararlarını vermeyle ilişkili çelişkiler azalır, daha gerçekçi çözümler üretilmeye başlanır.

Bu dönemde cinsel çatışmalar azalmış, toplumsal konulara ilgi artmıştır. Kişinin kimlik duygusunun gelişimi ve kendiyle ilgili imajı netleştikçe sorunlar da giderek çözümlenir. Ancak genç, bunu gerçekleştiremezse kimlik karmaşası, kimlik dağılması veya ters kimlik gelişimi görülebilir. Ters kimlik gelişimi, gencin söz konusu bu karmaşadan kurtulmak için toplumsal beklentilerin tam karşıtı rolleri ve idealleri benimsemesidir. Aile veya yaşanılan toplumun yaşam tarzında belirgin bir değişiklik olmuşsa bu şartlar altındaki gençlerde kimlik bocalaması daha yoğun yaşanabilmektedir. Çünkü burada toplumun kendisi kimlik bunalımı yaşamakta ve toplumun çeşitli kesimleri arasında yabancılaşma söz konusu olmaktadır. Gencin önünde çok çeşitli ve karşıt rol seçenekleri vardır. Bunun yanında, çocukluk dönemlerinden kalan suçluluk, güvensizlik, utanç gibi duygular gençlik döneminde zayıflatılamazsa kimlik bocalaması daha da şiddetlenebilir.


Diğer Haberler

Akran Zorbalığı

Bir ya da daha fazla öğrenci tarafından sürekli olarak olumsuz eylemlere maruz kalınması akran zorbalığı olara...